21 Haziran 2011 Salı

Kâlû-belâ' da yanlış sözler vermişiz
Gelişlerimiz neise de
Gidişlerimizi hep ötelemişiz
Ah! Ne cehalet,
Bilememişiz.
Sevdiklerimizden önce,
Sevdiklerimizin yerine
Ölebilmeyi istememişiz
Ah! Ne cehalet
Ölenle ölünemiyormuş
Hatta
Ölenin ardından da ölünemiyormuş
İnsanı can acısından başkası öldürmüyormuş
Ah! Ne arsızlık
Cahil ve arsızlara:
Birbirinize boş vaadler de bulunmayın
Kimse kimse için ölemiyormuş...

6 Haziran 2011 Pazartesi

acilar zamanla katrana donusturuyor
simsiyah zehir gibi
tadim acilasiyor her gecen gun
ama sanki canim daha az aciyor
katilastikca sertlesiyorum
dag tepe yuvarlansam da acimiyorum
komur olmadan olsem ya...

28 Mayıs 2011 Cumartesi

Istanbul
Hava oyle soguk ki Istanbul'da
Ne siir yazmak geliyor icimden
Ne de seni dusunmek
Hava oyle soguk ki Istanbul'da
Sarinmak, sarinmak, sarinmak
Atila Er

10 Ağustos 2010 Salı

Dönüşlerimiz hep aynı yere, başladığımız yere. Başlangıçlarımız bir nevi sonlarımızı belirliyor. Elimizde olmayan başlangıçlar yine elimizde olmayan sonlarla bitiyor.
Ne kadar uzağa giderseniz gidin, dönüp geleceğiniz yer yine ve yeniden başladığınız nokta olacak. Kafesin içinde ki dairede donup duran beyaz fareden bir farkımız yok aslında. Ilerlediğimizi, değiştiğimizi, değiştirdiğimizi düşünürken sadece kendimizi kandırıp zamanımızı tüketiyoruz ve adına da yaşamak diyoruz.
Acaba kimi kandiriyouz?

3 Aralık 2009 Perşembe

Gozlerimi kapadim seni dinliyorum,

Sessizlik…

Cevap bekliyorum, soru gonderiyorum,

Sessizlik...

Acilarimi anlatiyorum, gozyaslarimi sunuyorum,

Sessizlik...

Kanayan yaralarimi gosteriyorum,

Canimi yakanlari sikayet ediyorum,

Sessizlik...

Dustugum yerden kalkamiyorum,

Dusurenlerden kacamiyorum,

Gozlerinin taa icine bakiyorum,

Sessizlik…

Bana kzgin misin kuskun mu?

Duymuyor musun duymak mi istemiyorsun?

Goruyorsun biliyorum.

Yoksa artik sevmiyor musun?

Sevginin bedelini agir odetiyorsun,

Bunu sen de biliyorsun.

Ev sevdigimi vermedikce gerisini kabul etmiyorsun,

En sevdigim olmak istiyorsun

Ama,versem de beni yalniz birakiyorsun.

Acimasiz bir sevgili misin?

Hic almadan vermisken,

Ruhunu benimle paylasirken,

Simdi sirtini donmek neden?

Sessizlik…

14 Kasım 2009 Cumartesi

Herkes susmali bir an icin, kimse konusmamali. Once kendinden baslayarak dinlemeyi ogrenmeli insan, sabretmeyi, beklemeyi, anlamayi. Sonra otekini dinlemeli. Ne diyor, neden diyor, nasil diyor. Tirnaklarini bilemis bir sekilde degil ama. Gozlerinin icine bakarak, anlamaya calisarak dinlemeli, anlamali, susmali.

Herkes biraz durmali, beklemeli, seyretmeli. Kosan hayatin ardindan kosarak yakalanamayacagini anlamali. Zamanla savasmak yerine, ardindan gitmeyi kabul etmeli belki de. Bazen sessiz, bazen durgun , suskun, cogu kez de yorgun.

Ama vazgecmemeli, bu tercihler vazgecis olmamali. Sessiz bir yakaris, acziyetin farkindaligi belki de bu hal.

Caresizlik olmamali ne susmanin ne de durmanin asil sebebebi. Farkindalik olmali, mutluluga giden ikinci bir yol gibi, tercih edilen olmali. Tercihin ardinda durup sessizce aglamali…

13 Haziran 2009 Cumartesi

adimi soylemekle ise baslicam,
herkesin unutturmaya calistigi adimi,
sirlarim bende kalacak;
gecmisten yadigar ,ustu kabuk baglamis yaralar,
derinlere bakmicam artik,
herkesi ve herseyi gorunenden ibaret varsayicam,
unutmus gibi yapicam,
yasiyormus gibi yapmaktan vazgecip yasiycam...

15 Mart 2009 Pazar

ve nihayete hic bir zaman erdiremeyecegimiz yollarda duse kalka yuyuruyuslerimiz vardi,
ve icine kanayan yaralarimiz; disardan gulbahcesini andiran

18 Şubat 2009 Çarşamba

Buyuk hayalleri olanlarin,
Buyuk acilari olurmus.

9 Eylül 2008 Salı

Beklemekle gecen ömrun ardindan akan gözyaşlariyla oluşan nehrin icinde cirpindikca batmak, battikca dişari uzanan elin tutulabileceginden de umudunu kesmek,
işte ölmek böyle olsa gerek...

20 Haziran 2008 Cuma

E-gel bak sana neler gostericem
K-nereye gidiyoruz
E-sorma sadece gel
K-gelemem bilmedigim yere
E-bana guvenmiyor musun?
K-guveniyorum, ama nereye cikacagimi bilmezsem gelemem
E-hayatta her yol nereye cikar bilemezsin
K-neden bilemiyim, girisinden bellidir cikisi da
E-sen oyle saniyorsun
K-hayir sanmiyorum,sanilarla yasamam ben,realitelerdir hayatimin yolunu belirleyen
E-realite? kime gore,yada neye?
K-bana gore elbette'
E-sen tek dogrusun o halde?
K-hayir elbette , ama kendim icin en iyiyi ben bilirim
E-seni senden iyi bilen yok yani?
K-elbette yok ,senin var mi?
E-var
K-kimmis o?
E-sence?
K-olmadigini soylemistim ben
E-beni yoktan var eden desem
K-evet seni yaratti ama bu kendin hakkinda dogruyu bilmene engel degil ki
E-sen oyle saniyorsun
K-hayir sanmiyorum
E-dogru sen sanrilar dunyasinda sanmadan yasayabilen tek varliksin sanirim!
K-ne dmek simdi bu
E-bosver
K-hadi su yakininizda ki ilk kapidan gecelim, bak ilerisi de gorunuyor
E-ama o basit ve ve en kolay olan, hem yolda nelerle karsilasacagimizi bile bilmiyoruz henuz
K-bilmez olurmuyuz herkes gidiyor baksana en cok yolcu o kapida
E-demek ki bizim orda kesfedecegimiz bisi kalmamis
K-bisi kesfetmemiz degil sadece bir kapi secip yurumemiz gerekiyor
E-kim dedi bunu?
K-ben
E-kimin adina karar verdin?
K-bizim
E-peki bana sordun mu bunu yaparken?
K-sen ve ben artik biz olmadik mi?
E-olduk mu?
K-elbette
E-peki neden az once bu kapidan benimle gecmeyi reddettin?
K-cunki ikimizin de hata yapmasini engelledim
E-yani benim tercihim bir hataydi?
K-bile bile ikimizi de atese atamam!
E-ya ben atese girmek istiyorsam, benimle gelmez misin?
K-bile bile neden atese girelim ki?
E-sadece ben istedim diyeK-bir amaci yok yani?E-hayatt hersey fayda getiren bir amaca mi sahip olmalidir?
K-degil midir?
E-elini ver kapi kapanmak uzere
K-oraya giremem sonu gorunmuyor
E-ama ben varim
K-herkesin gittigi yoldan gitsek
E-geliyor musun?
K-gelememE-tek dogru senin bildigin yani?K-hayir herkesin bildigiE-bizde sadece herkesten biriyiz yani?
K-neyimiz farkli ki!
E-farkli kilmaya calisiyoum
K-farkli olmak istemiyorum
E-neden? farkliligin acisini tasiyamamaktan mi korkuyorsun?
K-o nasil bisey bilmiyorum
E-ve sen bilmedigin seyleri yapmazsin!
K-evet
E-ben gidiyorum, elimi birakan sensin, ilk sirtini donen de
K-yanlis tercih yapan da sen
E-hala ayni yerdesin, ayniliklerin ve herkeslerinle mutlululuklar sana
K-sensiz mi?
E-bunu sen tercih ettin, yine ikimiz adina...

21 Ocak 2008 Pazartesi

Yaşlanmak dedikleri hayata karş kaşarlanmişlikmiş meger, ama bunu anlayabildigmizde adina tecrube deyivermişiz, artik asklar eski acilarini vermez ,aciler eskisi kadar can yakmaz olurmuş.
Her şeye karşi alinmiş bir gardiniz olurmuş ,caniniz yansa da yanmamiş gibi yapmakmiş, caniniz yandikca susmayi bilip plan yapmakmiş, bir de yaşlanmak daha fazla bencil olmakmiş. Delikanli olmak dedikleri kendinden vazgecip baskalarini korumak iken, olgunluk dedikleri once ben demekmiş artik. Delikanlilara cahil darken olgunlara akilli deriz, mantiklidir onlar ,daha fazla guvenilir, ayaklari yere daha saglam basar, halbu ki biliriz ki hayat neşesini yitirmis, hayatta yedikleri sillelerden sonra hayata karşi daha korkak olmuş, her an savunma halinda olan insanlardir onlar, istesek de delikanlilik donemlerimize donemeyiz zaten. Hepimizin secmeden elimizde olmadan yaşadigi ve yasamak zorunda oldugu bir surecmiş bu.
Buyudugunuzun, olgunlaştiginizin farkina vardiginizda once sevinirsiniz, artik daha saglam basiyordur ayakalariniz yere. Ama bir zaman sonra heyecanlariniz da eski coşkusunu kaybettiginde aslinda yitirdiginiz şeyin hayat neşeniz ve o deli cesaretiniz oldugunu anlarsiniz. Uzulmek de kar etmez dovunmekte . Gitmiştir en guzel deli caglar ,yerine oturakli bir olgunluk devresini birakarak, cabucak kayip yok olmuştur.
Kaybettgimiz o delikanliligimiz ile aslinda yitirdigimizin en mutlu ,en heycanli ve yasanilasi zamanlar oldugunu sonradan anlar ve bir kez daha kahrederiz gecen zamana.

14 Eylül 2007 Cuma


gecelerdi icinde tum gunahlarin cirit attigi karanlik vakitler, onlar ki bir bir yalnizliklari ortaya cikaran en kotu gammazcilar. kimileri kendini atarken sokaklara, kimileri gomul muyormuydu kendi yalnizliklarina. bir de kalabaliklar icinde ki yalnizlar yok muydu her daim varolan. kendini gecelere ve gunduzlere verse de arada kaynayamayan, her daim goze batan, kendini bile kabullenememis insanlar.insan olduklarini anladiklarindan beri kendileriyle ugrasan, mutsuzluklairini didikleyen kendilerini ilk once kendilerine begendiremeyen insanlar.yalnizligin korkutamadigi, kalabaliklarin urkuttugu, insanlarin anlayamadigi ,yaradandan baska kimseleri olmayan, en huzursuz, en cansiz misafirler. belki de misafirliklerinin en fazla farkinda olan ve bu egretilikten sikilmis artik gitme vaktinin gelmesi gerektigini dusunen, ama hayattaki bir cok sey gibi zamana da hukmedemeyen insanlar. acizliklerinin farkinda olan ama farkindaligin mutluluk getirmedigin anlamis olanlar.

31 Ağustos 2007 Cuma


Inanmak degil miydi ki bizi insan ogluna hep yenik dusuren? Inanmak isteyisimiz bizi biraktirmad imi yaban kollara? Kimi zaman tum kalkanlarimizi indirip savunmasiz kalmadik mi bizim gibi beserlere? Yikilisin mimari da kendimizdik aslinda. curuk temelle baslayan binanin cokusude fazla zaman almadi.Bilemedik dogru zamanlari dogru insanlari. Dogrular var miyidi ki cidden??? Varsa neden bize gorunenler hep yanlislardi? Tercihlerimiz neden hep yanlislar uzerineydi. Bilemedik biz, kendimizle es olanlari ustun sandik. 3 kurusluga 5 kurus deger verdik ,2 kurus kendimizden yitirdik. Yitirdiklerimiz degilde kaybettigmiz guvenlerdi bizi yikan. Her defasinda yeniden yikildik, zorlanarak .kendimize tutunarak ayaklandik. Topal, beli bukuk bir elimizde baston, gozlerde yas ,yurekte aci yola devam etttik.

29 Ağustos 2007 Çarşamba

Insanlar vardir iyi-kotu,insanlar vardir beyaz-siyah-sari,insanlar vardir acik-kapali,insanlar vardir inancli-inancsiz,insanlar vardir ocu-bucu… ama varolan hep insandir. paylar degisse de degismeyen ortak bir payda vardir, insan olmak. yasanan acilar hep aynidir aslinda, duyulan sevincler, akan gozyaslari. kimi zaman sebepler farkli da olsa hissetirdikleri aynidir aslinda. bundan degilmi ki cogumuz ayni sarkilara uzulup, ayni oyunlara guler, ayni filmler icin siraya gireriz. aslinda hepimiz farkli bir seye inaniyor, farkli sekilde yasiyor, farkli amaclar ediniyoruzdur bu hayatta. ama degilmidir ki yikilis sebeplerimiz cogu kez aynidir. hepimiz ask acisi ceker ,hepimizin yuregi ayni sekilde yanar, hepimiz secvdiklerimizi yitirdigimizde yok oldugumuzu dusunuruz. aslinda farkli paylarimiza oranla ne de coktur ortak paydalarimiz. ortakliklarimiz yuzunden uzar aradaki o koooskoca kesir cezgisi ve biz zannederiz ki her birimiz ayri bir ucunda kaldik o cizginin. bir kus olup ta ucabilsek yukarilara, bakabilsek kendimize o en yukarilardan, aslinda ne de cok benzedigimizi goruruz.belki istesek simdi de goruruz. ama aynilesmek, benzesmek belkide birbirmizi kabullenmektir bize zor gelen. hep bizim sectigimiz, bizim dedigimiz, bizim yaptigimiz dogru olsun isteriz. en cok kendimizi severiz, kendimizi dogru biliriz. bundan degilmi ki inandigimiz degerlerinde uzlasmaci yonunden cok farkliliklarini dile getirip ustunlugumuzu ispat etmeye calismamiz? acaba kimin kavgasini kim icin yada ne icin veriyoruz? kendimiz icin mi yoksa sahip oldugumuz degerler icin mi? insan olmanin getirdigi ihtiyac degil mi ki her inancin esasinda var olan siginma, guvenme, af dileme? Siyahi gorunce bu kara demek kolay kendini soyutlamak aslinda icten ice biraz da kendini ustun gormek, belkide onlara acimak… halbu ki olu kopegin dislerindeki guzelligi goren bir inanctan gelmisiz ve, o siyahligin gozlerinin taa icindeki aciyi ve guzelligi gorebilmek amacimiz . kendimizi severiz herzaman ilk once ve kusursuzca. ve herkes bizi sevsin isteriz kosulsuzca, caresizce. Ve en buyuk yalanciligi arkasina saklandigimiz inanclari kullanirken yapariz, aslinda ayrimcilik yapan kendimiz degilmiscesine…

28 Ağustos 2007 Salı

Kendi icimize ne cok donuyoruz bazen
Dunya donerken ,biz kendi cevremizde donuyoruz
Tek dert bizimkiymiscesine!
Ne kadar da bencillesiyoruz bazen
Kuculen dunyamizda zihnimiz de gittikce kuculup basitlesiyor
Olecegimizi bile bile hala burda ki mutlulugun pesine dusuyoruz
Mutluluk yok! bunu anlamiyoruz ya da anlamak istemiyoruz
Insanoglu ne kadarda aciz ve cahi.
Gormek istemdigini asla gormuyor
Hayallerin pesinden bir omur tuketirken
Son nefesinde aklina geliyor ne de bos yasadigi
Insana kucuk duny denir ya hep,
Evet kucuk dunyadir, eger o kucuk dunyada kaybolursak Buyuk dunya adina ne yapabilirz ki Kendi icimizden cikmadikca nasil baskalarinin yaralarini sarabiliriz? Bu kadar mi beciliz! Bu kadar mi heva heves icindeyiz! Bu kadar mi esfeli safin derecesindeyiz
Olmayan yuzumuzle neyin hesabini verebilecegiz! Yazik bize cok yazik…

27 Ağustos 2007 Pazartesi

Bilmek insani mutlu kilmazmis,
cogu kez mutsuzluk getirdi
Bilgi insana tasiyamayacagi bir yukmus,
altinda ezildim
Sevgi istendiginde gelip seni bulan biri degilmis,
ogretildim
Cok sey ogrendim hayattan, aslinda
ogretildim
Kimi zaman ogrenmemek icin dirensem de
Ogrenilmesi gerekenler ogretiliyor
Hemde anlasilmasi ve kabullenilmesi kolay olmayan yollar ile
Kolaylar hep baskalari icin var edilmis sanki
Zor baslayan yolun bir daha kolaylasmasi zaten mumkun degil
Hayatta o tercihi ne zaman yapiyoruz tam olarak Bilmiyorum ama,
O karari suursuzca verdigmize eminim
Yoksa kimse baskaalri gulerken aglamayi secmezdi
Ya da sectiklerimizin bedellerinin ne kadar agir olacagini bilemedik
Mutlu olmak icindi aslinda tercihler
Istenilenin elde edilince artik mutsuzluk olacagini kim bilebilirdi ki
Yine hayat aah hayat deyip sineye cekmek gerek
Yine aci bir tebessumle karislik verip
Tek soz etmeden susmak gerek

25 Ağustos 2007 Cumartesi

bir varmis bir yokmus tu duydugumuz ilk sozler
bu dunyayi anlamaya baslarken bizi hayata hazirliyordu
bir bakima da bu masal dedigimiz gercekler ...
bir anda sahip olduklarimizin bir anda yok olabildiklerini gorduk
en cokta zamanin varmisla yokmus arasinda kaldigina tanık olduk
zamana yardım etmek istedik,
zamanin bize yardim etmesi gerekirken! ...
yine yokmuşlarin tek sahibi biz kaldik zamandan en buyuk vefasizligi gorerek...

1 Ağustos 2007 Çarşamba

sogut demiski;
sevmek zordur
yaşamak daha zor
severek yaşamak en zor

o halde kolay olan ,sevmeden yasamak mi? yada hepimizin istedigi, severek aci cekip yasamaktansa, sadece bencilce sevilmek mi ?

5 Ekim 2005 Çarşamba


Önünde uzayıp giderken yollar dönerim diyordu
Dönerim elbet
Gidilen yollardan dönüş olmadığını bilmiyordu daha
Yollar hem çıkmaz hem geridönülmezdi burda
Oysa çıkarken neler umud etmişti
Yollar umut demekti mutluluk demekti
Ne de çok şey beklemişti o dilsiz, sessiz yollardan
Yorulsada o yollarda Geri dönmek ,vazgeçmek istesede
Bitirilmeliydi yollar
Tükenmeliydi zaman
Verilmeliydi alınan son nefeste

3 Eylül 2005 Cumartesi






Gitmeliyim demişti ,


son kez gözlerine bakarak,


Gitmişti ,


Ardında bir kendini bırakarak...

3 Ağustos 2005 Çarşamba




gitmek mi zordu yoksa kalmak mı
yanmak mı zordu , yok olmak mı
kendi ipini çekmek değil miydi gitmek
ardında gözü yaşlı bir sevgili bırakıpta gitmek
en zoru değil miydi gözlerinde gördüğün son hüznün sebebi olduğunu bilmek
aktığını gördüğün son göz yaşı değil miydi senin için akıttığı
yüzündeki son acının nedeni de sen değilmiydin bırakırken
ipini çeken senmiydin gerçekten
yoksa hayat denen hakimmiydi bu kararı senin adına veren yine
sen vazgeçmişken gitmekten gözlerdeki acıyı farkettiğinde
artık tabureye son tekmeyi vuracak cellat gelmiştir çoktan
sen son kez bakarsın gözlerinin taaa içine
bıraktığın acıyı, yaktığın yüreği görürsün
gözlerinde yaş, dudaklarında acı bir tebessüm
ve hayata bıraktığın son portredir bu
ve bıraktığın son armağan da acılı bir yürek ve yaşlı gözler...